Genel

Mücteba Onurhan ÖZMUMCU: Dolaylı vergilerin enflasyona etkisi

Vergiler, dolaysız/dolaylı olmalarına göre, konularına göre veya kişisel ve objektif olmalarına göre ayırıma tabi tutulabilirler. Vergilerin, vergilemede adalet ilkesine uyup uymadığını gösteren en önemli ayırım, dolaysız/dolaylı vergi ayırımıdır.

Vergilerin dolaysız ve dolaylı ayırımında kullanılan en önemli kriterler verginin yansıması, vergi konusunun sürekliliği ve mükellefinin önceden belli olmasıdır (Çelik, 2016:256-257).

Tahsil süresi mutlak, konusu ve mükellefiyeti sürekli, kişi ve kurumların ödeme güçlerinin kavranmasını hedef alan ve yansıtılması kolay olmayan vergiler; dolaysız vergi olarak sınıflandırılmaktadır (Cural ve Çevik, 2015:131).

Dolaylı vergiler, vergi mükellefinin durumunu dikkate almadan üretim, tüketim, değişim gibi ekonominin ana bölümlerine dayalı olarak alınır. Gelir ve servet kazanıldığı zamanda değil, harcandıkları an mal ve hizmetlerin fiyatları içine gizlenmiş olarak vergilendirirler. Bundan dolayı vergilendirilmiş malları çok kullananlar diğerlerine göre daha fazla vergi öderler (Erginay, 1976:121).

Harcamalar üzerinden alındığı için gelir dağılımını bozan bir vergi türü olarak nitelemek mümkündür. Kolay toplanması ve mali anestezi yoluyla hissettirilmeyen bir vergi türü olması nedeniyle politika yapıcılar tarafından çok fazla tercih edilen bir vergi türüdür.

Enflasyon ile vergi gelirleri arasında yapılmış olan çalışmalar, *Petrol Krizi ile birlikte literatürde yer almaya başlamış ve genel olarak da enflasyonun vergi gelirlerini ne ölçüde etkilediği incelenmiştir.

(*Petrol Krizi: 1929 senesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde borsanın çökmesiyle başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan krizden sonra, yaşanan en büyük küresel kriz olarak tanımlanan 1973 Petrol Krizi; OPEC üyesi ülkelerin petrol fiyatlarını yükseltmesi ve petrol üreticisi olan Arap ülkelerinin ise artık petrol ihraç etmeyeceklerini açıklaması neticesinde ortaya çıkmıştır. 15 Ekim 1973 tarihinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan bu kriz neticesinde, 1973 yılının ocak ayında 3 dolar olan petrolün varil fiyatı, krizden çok kısa bir süre sonra 12 dolara kadar yükselmiştir. Petrol maliyetlerindeki artış petrol fiyatlarını artırmış ve bunun sonucunda -stagflasyonist -etki ortaya çıkmıştır.

-Stagflasyon: Bir ekonomide enflasyon olgusu yaşanırken ekonomi büyümüyorsa o ekonomide stagflasyon (enflasyon içinde durgunluk) hali var demektir.)

Enflasyonun vergi gelirlerini olumlu mu olumsuz mu etkilediğini belirlemek, ekonomik yapının analiz edilmesi için önem taşımaktadır.

Bundan dolayı bir ülkede, enflasyonun vergi gelirlerinin reel değerini arttırması için üç temel şartın gerçekleşmesi gerekmektedir (Şen, 2003: 31)

• Vergiye tabi kazançlar, enflasyon oranındaki yükselişe paralel olarak artmalıdır,

• Artan oranlı vergi tarifesi uygulanmalıdır,

• Vergiyi doğuran olay ile vergi tahsilatı arasındaki süre kısa olmalıdır. (*Olivera- Tanzi Etkisi’nin Azalması)

(*Olivera-Tanzi Etkisi: Gecikmeli olarak tahsil edilen vergilerin enflasyon nedeniyle reel olarak azalacağını ve dolayısıyla devletin enflasyonla gelir elde etmesinin bir sınırı olduğunu savunan görüş olarak tanımlanmaktadır.)

Enflasyonist bir ekonomide, vergi gelirlerini arttırabilmek için, kısa dönemde bütçe fazlası oluşturarak parasal likiditenin azaltılması gerekmekte olup, bu durum ise satın alma gücünü olumsuz etkilemektedir.

Vergi oranlarındaki artış, toplam arz ve toplam talep üzerinde etkili olmaktadır. Toplam talep açısından bakıldığında, vergilerin dezenflasyonist bir yapıda olduğu görülmektedir.

Toplam arz açısından ise, vergileme enflasyonist etkiler ortaya çıkarabilmektedir.

Dolaylı vergiler, satılan malların hem maliyeti hem de satış fiyatları üzerinde etki yaratmakta ve böylece enflasyonist bir olguya sebep olmaktadır.

Dolaylı vergi artışları, toplam tüketim harcamalarının düşürülmesi sonucu, refah kaybına sebep olmaktadır.

Dolaylı vergilerin artışları talep enflasyonundan kaynaklanan enflasyonist etkinin azaltımı konusunda önemli daraltıcı maliye politika aracı olarak görülmektedir.

Toplam tasarruf açısından ise, tüketimden tasarrufa doğru bireysel tercihlerin değiştiği görülmektedir. Bundan dolayı bireysel tasarruflar açısından bakıldığında tüketici tercihleri ön plana çıktığı dolaylı vergiler üzerinden yapılan daraltıcı politikaların etkinliği tam olarak ortaya çıkmamaktadır. Bunun asıl nedeni de marjinal faydanın toplam talep ve toplam arz üzerindeki çıktılarının farklı olmasıdır.

Ayrıca, dolaylı vergi artışlarıyla ihraç edilebilir mal fazlası yurtiçi talebin kısılması sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Böylece ekonomik küçülme olmadan ekonomik istikrar ekonomik büyüme ile eşanlı olarak gerçekleştirilebilmektedir (Mutlu ve Çelen, 2012:19-21).

SONUÇ

Enflasyonist ortamı önlemek için en yaygın dezenflasyonist politikalardan biri de vergi artışlarıdır.

Vergi artışlarının amacı hem devlet gelirlerini artırmak hem de harcamalardan kaynaklanan artışların önüne geçmektir.

Dolaylı vergiler açısından bu duruma bakıldığında ise; dolaylı vergiler en çok tüketici harcamalarını dengelemek için yapılan daraltıcı maliye politikası aracı olmuştur.

Dolaylı vergiler toplam talebin toplam arzdan fazla olmasından dolayı kaynaklanan talep enflasyonunun dezenflasyonunda oldukça etkilidir. Çünkü dolaylı vergiler tüketicilerin satın aldıkları ürünlerdeki satış fiyatını direk etkilediği için toplam talep toplam arz dengesini sağlamaktadır.

Ancak dolaylı vergiler; üretilen ürünlerin maliyetlerini direk etkilediği için maliyet enflasyonunu artırıcı ve dolaylı vergi yükünün içinde bulunduğu endeks olan TÜFE’nin artmasına sebep olacaktır.

Dolaylı vergileri tasarruflar açısından değerlendirdiğimizde de tüketicilerin bireysel tercihleri göz önüne alındığından dolayı politika etkinliğinden tam manada bahsedilemediği sonucu çıkmaktadır. Bunun nedeniyse; marjinal faydanın toplam talep ve toplam arz eğrisi üzerindeki çıktılarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

Toparlamak gerektiğinde; dolaylı vergiler talep enflasyonunu önleyici bir unsur olsa da ; maliyet enflasyonu göz önüne alındığında maliyetleri artırıcı bir unsur olduğu için maliyet enflasyonunun dezenflasyonunda etkili olmamaktadır.

Mücteba Onurhan ÖZMUMCU

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu