FÖŞ yazdı: Enflasyonu bastırmanın bedeli her daim resesyon oldu
Bizim ekonominin 3 dev sorunu, bir de vatandaşın asla vazgeçemediği önceliği var. Mehmet Şimşek ve ekibinin görevi de bu kareyi daireye çevirmek. Nedir 3 büyük sorun? Enflasyon, cari açık ve bütçe açığı. Nedir asla vazgeçemediğimiz öncelik? BÜYÜME.
Aslında tek bir sorunumuz var; o da Sevgili Reis’im Erdoğan. Ona Ekonomi 101’i anlatabilsek, sorunlar kolayca çözülüverecek. Neyi anlamıyor?
Hayatta güzel olan her şeyin bir bedeli var
Enflasyonu bastırmanın bedeli her daim resesyon olmuştur, olacaktır.
İşte bu yüzden Mehmet Şimşek kareyi daireye çevirmeye ter döküp duruyor. Niye hem büyüyüp yani zenginleşip hem de enflasyonu tek haneye düşüremiyoruz? Daha önce yaptık. AKP iktidarının ilk döneminde hem büyüme ve toplam girdi verimliliğinde rekorlar kırdık, hem de 21ci Yüzyılın en hızlı DEZ-enflasyon dönemini yaşadık.
Erdoğan eski Erdoğan olsa, çözüm kolay
Ah, ah, başımızda o eski Erdoğan olsa, yine aynısını yapabiliriz. Mesela, IMF çağırılır, stand-by yapılır. TCMB rezervleri güçleneceği ve ekonomi politikasının kredibilitesi yükseleceği için sisteme eşşek yüküyle sıcak para yağar. Hatta Yabancı Doğrudan Sermaye (YDS) akar. Bu akımlar kur kaynaklı enflsyonu baskılar, para ve bütçe politikasını daha az sıkılaştırmayla enflasyon ve cari açık sorunu çözülür. Zaten dışardan tonla para giriyorsa, cari açık finansmanı kurda patlamaya neden olmadan gerçekleştirilebilir. Velakin, eşzamanlı olarak büyümenin ihracat kaynaklı bir yapıya bürünmesi gerekir.
AKP iktidarın ilk döneminde verimlilik öylesine arttı ki, ihracatımız şahlandı.
Eğer IMF’yi çağırmak siyasi veya psikolojik olarak bunalım yaratıyorsa, o zaman yapısal reformlara başvururuz. Mesela, vergi sistemini islah eder, vergiyi KDV ve ÖTV’den değil, gelirden toplarız. Fazla kazanan fazla öder, bütçe açıkları kapanınca da iç talep ve cari açık doğal olarak sürdürülebilir boyuta indirgenir. Ya da emeklilik reformu ile emekli olma yaşını yükseltirsiniz. Çalışan sayısı artar. Bütçeden sosyal güvenlik sistemine akan kaynak azalır. Çalışan sayısının artması arzı da genişleteceği için, iç talebin enflasyonist etkileri durulur.
Yapısal reform yapamıyoruz, sorunu kemer sıkma çözecek
Tabii, 2024’te bunların hiç biri gerçekleşmeyecek. Erdoğan, hem bütçeyi cüzdanım gibi kullanayım, hem de enflasyonu düşüreyim istiyor. Örnek? Şeffaf kamu ihalelerine geçsek, bütçeden ciddi tasarruf yapacağız. Ama, o zaman da yandaş ve kandaşlara kıyak dağıtılamayacak. Patronaj rejimi ağır yara alacak. İkinci örnek? Asgari ücret, kamu çalışanları ücreti ve emekli maaşlarına birikmiş enflasyona göre değil, TCMB veya OVD’de zikredilen hedef enflasyon kadar zam yaparsınız. Hem enflasyon beklentileri çıpalanır, hem de iç talep ve cari açık daralır. Ama o zaman da Reis’im Mart yerel seçimlerini kaybeder.
Ne kadar kemer sıkmak gerekecek?
Tam 379 kelime de olamayacakları anlattım. Şimdi de işin oluruna bakalım. Büyümenin yapısını değiştirmek için tüketici kredilerini geberteceğiz. Öte yanda ihracatı hızlandırmak ve arz esnekliğini sağlamak için TCMB 3 yıl boyunca yatırım-ihracat projelerine 100 milyar TL düşük faizli kredi dağıtacak.
Eğer ekonomik yapıyı değiştiremiyorsanız, o zaman enflasyonu düşürmek için iç talebi iyice boğmak lazım. Tüketici kredilerini gebertmek en basit, fakat yetersiz bir yöntem. Daha sıkı para politikası şart. Tamam, eyvallah ama “sıkı derken?” İşte, yıl sonunda TCMB politika faizi %42.5’a yükselecek. Yetmez mi?
Ankara’dan en iyi haber alan kaynak Sevgili Erdal Sağlam Abi’me göre, ekonomi yönetimi mevduatta %45-50, kredi faizlerinde ise %50’nin biraz üstünü iç talebi soğutmak için yeterli görüyor.
Bu noktada ekonomi yönetimi aşırı iyimser. TCMB bile artık enflasyonun motorunun çarpık beklentiler olduğunu kabul etti. İyi de, sene başında tüm vergi ve harçlar %58 artarken, kamudan gelir temin eden veya asgari ücretle yaşayan herkese en az %45, belki %50 zam yaparken, enflasyon beklentilerini %50’nin altında çıpalayamazsınız ki? Ek olarak, manşet enflasyon ne kadar uzun süre yüksek seyrederse, beklentiler de o kadar yapışkanlaşıyor.
TCMB enflasyon konusunda aşırı iyimser
Bu enflasyonu yıl sonunda TCMB hedefi olan %36’ya indirmek için çok daha sıkı bir para politikası gerekecek. Mesela? Mesela, seçimlerden sonra politika faizinin en iyimser tahminle %50’ye vurması kaçınılmaz. Başka mesela? Mevduat faizi de %60’ın (basit, yıllık) altına düşmez. Kredilerde faiz %70’ler civarında başlar.
Tabii, bütçede biraz frene basabilsek, para politikasının görevinin bir kısmını Maliye’ye yükleriz. Ama bütçe en az enflasyon kadar katı. Deprem harcamaları ertelenemez. Sosyal güvenlik batık. Artık her 2 çalışan bir emekliyi beslemek zorunda. Sürdürülebilir oran asgari 3 çalışana bir emeklidir. Demek ki, sosyal güvenlik sistemine transferler katlanarak sürecek. Koyun üstüne personal ve faiz giderlerini? Koyun üstüne köprü, otoyol ve diğer Kamu Özel Ortaklığı ödeme taahhütlerini?
Velhasılın…..
2024’te yerel seçimi hayırlısıyla atlattıktan sonra acı ilacı içirecekler bize. Eğer Erdoğan yeniden seçilmek için 2024 sonlarına doğru anayasayı referanduma sunmayı becerirse, acı ilaç gecikir. Yine 3-6 ay sürecek dolçe vita yaşarız. Ama, o yolun sonunda acı ilaç değil anestesisiz ameliyat var.
FÖŞ