Genel

Çetin Ünsalan: Fiyat istikrarı ne ile olur?

Hazine ve Maliye Bakanı fiyat istikrarının önemine dikkat çekti. Dedi ki: “Sürdürülebilir yüksek büyüme, kalıcı refah artışı ancak fiyat istikrarı ile mümkün.” Doğru mu? Evet. Fakat o zaman temeldeki soruyu yöneltmemiz gerekiyor: Fiyat istikrarı ne ile olur?

Öncelikle öngörülebilirlik gerekiyor. Bunun için de verilerin ülkede sağlıklı ve güvenilir bir özellikte olması lazım. Çünkü güven duyulmayan veri ortamında, maliyetleri artanlar da, maliyetlerin arttığını bilenler de fiyat üzerinde marjları, tüketimde de önceliklerini gündeme taşırlar.

Bu da piyasadaki stabil dengeleri bozduğu için fiyat istikrarsızlığı kendiliğinden oluşur. Ardından maliyetlerin kontrol edilebilir olması lazım. Mesela regülatör kurumlarla, piyasa fiyat dengelemesini yaparken, üreticiyi de koruyacak tedbirler gerekir.

Elbette planlı bir ekonomi, öngörülebilirliğin ve fiyat istikrarının kaçınılmaz şartlarından biridir. Neyin, nasıl üretileceği, tüketiminin hangi noktada olacağı bilinmeli. Ayrıca sıkıştıkça vergi ve zam yaptığınız bir ülkede fiyat istikrarından da söz edemezsiniz.

Bir diğer konu ise döviz pozisyon açığınız. Bunun maliyetlerden fiyatlamalara kadar her şeyin üzerinde etkisi olduğunu biliyoruz. Şayet ülkenizin para birimi, diğer para birimleri karşısında aşırı değerliyse ve bunu herkes biliyorsa, dövize olan talep yoğunlaşır.

Kamunun ve özel sektörün de ekonomiyi döndürmek için dövize ihtiyacı şiddetleneceğinden, normalin üzerinde kur hareketleri söz konusu olur. Bunu bilen vatandaş ve firmalar fiyatlamalarını buna göre ayarlarlar.

Bunun için artı veren bir dış ticaret yapısına, sağlıklı ve öngörülebilir bir ekonomi politikasına, değerinde faiz ve döviz kuru uygulamasına ihtiyaç vardır. Yönetenin temennileri ya da istekleriyle bu dengeler oturmaz.

Ayrıca vergi uygulamalarınızda kayıt dışını besleyecek yaklaşımlardan da uzak durmalısınız. Aksi takdirde işçilikten üretime kadar kayıt dışılığı ve merdiven altı üretimi destekler hale gelirsiniz.

Bir diğeri de alacaklar dengesi. Şayet borç / alacak ilişkisinde dengelerin kırılmasına neden olursanız, bunun da fiyatlamalar, maliyetler ve doğal olarak fiyat istikrarının üzerinde olumsuz etkileri olacaktır.

Örnekleri o kadar çok arttırabiliriz ki… Fakat temelde sizin şeffaf, hesap verebilir, hukukun çalıştığı, dengelerin maliyetler yüksek olsa da korunduğu ve yönetilebildiği bir ekonomi sisteminiz yoksa, keyfiyet ön plana çıkmışsa orada fiyat istikrarı sağlanmaz.

Mesela, insanların maaşlarını yüzde 33’lerde artırmayı amaçlayıp, reel sektöre maliyetlerini yansıtmamasını söyleyip, kamu bütçesini üç katına çıkarıyorsanız ve bu bütçenin üçte biri kadar satın alma gücünü yitirmiş insanlardan dolaylı vergi toplamayı hedefliyorsanız, o ülkenin ekonomisinin döndürülemeyeceğini herkes bilir.

Özetle siz duruşunuzu ve uygulamalarınızı düzeltmek, gerçeklerle yüzleşmek, sorunları kabul edip, buna yönelik çözümler üretmek durumundasınız. Bunu yapmadığınız sürece ekonomideki dengeler de, fiyat istikrarı da bozulur.

Sonra da çıkıp temenniler manzumesi gibi ekonomi anlatırsınız. Ama sadece anlatırsınız.

[email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu