HABER/ANALİZ: Mehmet Şimşek’in ilk hedefi vergi kaçağını engellemek
Mehmet Şimşek görevde kalacak ve “IMF’siz stand-by” ya da “kemer sıkma” olarak adlandırılan, Ekonomik İstikrar Programı (EİP) derinleştirilerek sürecek. Basın EİP’nın para ve döviz kuru ayaklarına odaklandı, ama diğer önemli bir sorunun kontrol edilemeyen bütçe açıkları olduğu es geçildi. Şimşek, durumun farkında, eğer faiz-dışı bütçe açığı hızla daraltılmazsa, EİP faizleri toplumun göğüsleyebileceği düzeyin üstüne çıkartmak ve dış ticaret dengesini alt-üst edecek boyutta güçlü TL politikasıyla sınırlı kalacak.
Şimşek’in sorunu, 2023 Mayıs ve 31 Mart 2024 seçimleri nedeniyle iyice şişen bütçe açıklarını vergi oranlarını artırmadan dizginlemek. Anlaşılan, seçimden sonra bütçe istikrarı çabalarının ilk aşaması vergi kaçağının üstüne gitmek olacak.
Ama nasıl? Şimşek 3 kaleme odaklanıyor:
MİLYONLARCA KONUTA DENETİM ÇALIŞMASI
Bakan Şimşek, bankalar, sigorta şirketleri, tapu ve nüfus idareleri başta olmak üzere çok sayıda kurumdan elde edilen bilgiler kullanılarak yapılan analizler neticesinde, kiraya verildiği tespit edilen yaklaşık 1,5 milyon konut ile sınırlı fiili denetim çalışması başlatıldığını duyurdu.
Şimşek, evin sahibine, kiracıya ve kira tutarına ilişkin bilgilerin kayıt altına alındığını ve bu kayıtların şuana kadar 400 bin civarında konutun fiilen kontrol edildiği aktardı.
KDV KAÇAĞI İÇİN YAPAY ZEKA DEVREDE
Sosyal medya hesabından, KDV kayıp ve kaçağının önlenmesine ilişkin yürütülen çalışmalara ilişkin paylaşım yapan Bakan Şimşek, temel ihtiyaç ürünleri üzerindeki vergi yükünü azaltmak için uygulanan düşük KDV oranlarını istismar ettiği tespit edilen firmalara yönelik saha denetimleri yapılacağına dikkati çekerek şunları kaydetti: KDV’deki oran uyumsuzluklarını tespit etmeye yönelik, Vergi Denetim Kurulu ve Gelir İdaresi başkanlıklarımız ile Risk Analizi Genel Müdürlüğümüz yapay zekâ destekli çalışmalarını tamamladı. Vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet vererek haksız kazanç sağlayanların, haksız rekabet oluşturanlar takibe alınacak.
SIRA KREDİ KARTI ÖDEMESİ KABUL ETMEYİP IBAN’DAN HAVALE ALANLARDA
Bankalar ve kredi kartı okuma makinesi (POS makinesi ve imprinter cihazı) veren diğer kurumlar cihazlarda oluşan satış bilgilerini Maliye ile paylaşıyorlar. Bu bilgiler doğrudan beyanname üzerinden kontrol edilebiliyor. Kredi kartı ile yapılan ödemeler hem KDV hem de gelir ve kurumlar vergisi yönüyle kayıt altına alınıyor. Ancak son dönemde bazı işletmelerin vergi kaçırmak amacıyla fiş ve fatura düzenlememek için müşterisinden IBAN yoluyla tahsilat yapmak istediği anlaşıldı. Bu durumun yapılan tahsilatlar yönüyle hem KDV hem de gelir ve kurumlar vergisi yönüyle vergi kaybına yol açtığı belirtildi.
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, kazançları ile harcamaları uyumlu olmayan kişilere yönelik yaptığı analizlere son dönemde hız verdi. Banka hesap hareketleri, tapu ve araç sicilleri gibi verilerden yola çıkarak kazançlarına kıyasla lüks yaşam emareleri bulunanlar, gerçek kazançlarını beyan dışı bırakanlar denetim kapsamına alınıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in genel yaklaşımı da, “Vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet vererek haksız kazanç sağlayanların ve haksız rekabet oluşturanların takipçisi olmaya devam edeceğiz” olduğu dile getiriliyor.
BU ÇABALAR BAŞARILI OLABİLİR Mİ?
Evet, olabilir. Zaten, yıllardır e-devlet ve e-fatura sayesinde elinde vergi kaçakları hususunda sonsuz veri biriken Gelirler İdaresi’nin niye harekete geçmediği hep soruldu. Anlaşılan siyasi irade eksikliği aşıldı, Erdoğan’ın rant rejiminin temel öğelerinden biri olan büyük müteahhitlerin kurumlar vergisinden kaçınması ise bu çabaya dahil değil.
Peki, vergi kaçağıyla bu dar kapsamda mücadele bütçe gelirini ne kadar artırabilir? Kesin olmayan verilere göre, Türkiye’de gayri-resmi ekonominin toplam büyüklüğü %20 civarında. Bu oranın içinde Mehmet Şimşek’in hedefinde olmayan kara para girişleri ve bunların harcamaya dökülmesi de yer alıyor.
Üstüne gidilemeyen gelirleri (kayıt dışı ekonominin yarısı diyelim) bir kenara koyup, kaçakların yarısının yakalandığını varsaysak, GSYİH’nin %5’i kadar bir vergi gelir artışı sağlanabilir. Yani, 2024-2025 beyanname döneminde 1.2 trilyon TL gelir elde edilebilir. 2024 tahmini bütçe açığı OVP’ye göre, 2.65 trilyon TL. 2025’te ise oldukça iyimser bir tahminle 1.84 trilyon açık öngörülüyor. 2 yılda 5 trilyona varacak açığın takriben %25’i bu yolla kapatılabilir.
Basın kaynakları, FÖŞ