Genel

Nakit bütçe ile merkezi bütçe arasında neden bu kadar fark var?

Ekonomi Gazetesi köşe yazarı Fatih Özatay açıklanan aralık nakit bütçe verisi ile merkezi bütçe verisi arasındaki büyük farkı köşe yazısına taşıdı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan merkezi bütçe verisine göre sadece Aralık’ta 843 milyar TL açık gerçekleşti. Böylelikle 2023 yılı toplam bütçe açığı 1.38 trilyon TL’ye yükseldi. Aynı Bakanlık tarafından yaklaşık bir hafta önce açıklanan 2023 yılı nakit bütçe açığı sadece Aralık’taki bütçe açığının da altında, 626 milyar TL olarak açıklanmıştı.

Özatay’a göre aynı bütçenin, biri nakit bütçe açığı biri bütçe açığının arasındaki muazzam fark oldukça ilgin. bir durum yaratıyor. Özatay, 2006-2023 arasında bütçe açığının nakit bütçe açığının en fazla 1,26 katı olduğunu, oysa ki 2023’te bu oranın 2,2 katına çıktığını yazıyor. Özatay’a göre akla ilk gelen deprem için yapılan harcamaların ödenmesinin 2024’e sarkmış olabileceği ancak neden böyle bir ihtiyaç duyulduğunun merak uyandırıcı olduğunu söylüyor. Eninde sonunda kağıt üzerindeki açığın gerçek nakit açığına döneceğini de ekliyor.

Özatay yazısının devamında açıklanan 2023 bütçe açığının GSMH’ye oranının %5,5 olduğunu, bunun bir kısmının deprem nedeniyle gerçekleştiğini; kalanının ise seçimden önce bol kepçe yapılan harcamalar ya da ileride harcamaları artırmak zorunda bırakacak yeni uygulamalar -mesela EYT sistemi olduğunu ekliyor. Özatay’a göre 2024 için olmasa da 2025-26 için deprem harcamaları hariç tutulduğunda biraz bütçe fazlası verilmesinin gereğinde bahsediyor.

Özatay şöyle devam ediyor:

“…faiz harcamaları dışarıda tutulduğunda ortaya çıkan açık -faiz dışı açık- çok önemli. Hatırlarsanız 2001 krizinden sonra hızla toparlanmamızın temel nedenlerinden biri, yüksek kamu borcunu ve yüksek risk primini düşürmek üzere üst üste faiz dışı bütçe fazlası vermemiz olmuştu. Bir istikrar programının neredeyse olmazsa olmazlarından biri bu tür bir maliye politikası. 2000-2022 döneminde üç kez faiz dışı açık verdik. GSYH’ye oranları şöyle (%): 2019: 0.57; 2020: 0.82; 2021: 0.28. 2020 ve 2021 COVID dönemi; bütçenin bozulması doğal. 2023’te verilen faiz dışı açık ise GSYH’nin yaklaşık yüzde 2.8’i; çok yüksek.”

Özatay seçimi izleyen dönemde ‘rasyonele dönüş’ adı altında alınan önlemler olmasaydı açığın çok daha yüksek olacağını eklerken, olumsuzlukları da şöyle sıralıyor:

“TL cinsi kur korumalı mevduatın bütçeye olan yükü Merkez Bankası’na aktarıldı. Haziran’da önden yüklemeli bir faiz artırımı olmadığı için kur ve enflasyon sıçradı. Enflasyon vergisi arttı. Vergi oranlarındaki artış daha çok dolaylı vergilerde oldu.

Özatay yazısını önümüzdeki üç yıllık dönemde, deprem harcamalarından kısmadan bütçe açığını kontrol altına alacak önemlerin gereğine işaret ederek tamamlıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu