ANALİZ: Dünya Bankası ve IMF insanlığı bekleyen zor dönem uyarısı yaptılar
Dünya Bankası’nın 2 hafta önce yayınlanan “Gerileyen Global Büyüme Potansiyeli” başlıklı araştırmasında, 2020-2023 döneminde küresel ekonominin büyümekte büyük zorluk çekeceğini ifade etti. Hafta içinde ise IMF, önümüzdeki beş yıldaki büyüme görünümünün otuz yıldan fazla bir sürenin en zayıfı olduğu konusunda uyardı.
21ci Yüzyılda yıllık %3.8 gibi hatırı sayılır ortalama genişleyen dünya ekonomisini tökezleten nedenler nedir?
Dünya Bankası: Büyüme yaratan tüm faktörler etkisini yitirdi
DB’nın temel bulgularını kısaca özetleyelim: Covid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın ardından küresel ekonominin enflasyona yol açmadan büyüyebileceği maksimum uzun vadeli oranın 2030’a kadar 30 yılın en düşük seviyesine ineceği kaydedildi. Bir anlamda 2030’a kadar, yıllık %2.2’ye; kişi başı olarak %1.5’e düşecek büyüme oranı aşırı enflasyon üretmeden büyüme olarak anlaşılmalı.
2020-2030 döneminde 2009 ve 2020 resesyonları, iklim değişikliğinin gittikçe tırmanan maliyeti, Covid-19 pandemisinin hasarı ve halen süren Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz yan etkilerinin bedelini ödeyeceğiz.
Söz konusu yavaşlamanın gelişmekte olan ekonomiler için aynı derecede sert olacağı, 2000 ile 2010 arasında yılda yüzde 6 olan ortalama potansiyel büyüme oranının bu 10 yılın geri kalanında yılda yüzde 4’e düşeceği kaydedildi.
Banka’nın raporunda, bu senaryoların küresel bir finansal kriz veya resesyon durumunda çok daha keskin olacağı uyarısında bulunuldu.
21ci Yüzyılda global büyümeye ivme kazandıran tüm unsurların güç kaybedeceği tahmini var. Nedir bunlar?: İşgücü artışı, sabit sermaye formasyonu, total girdi verimliliği ve sınırötesi ticaret.
DB’na göre, bu denli düşük büyüme sefaleti artıracağı gibi, Gelişmekte Olan Ekonomilerin (GOÜ, Gelişen Pazarlar) iklim değişikliğiyle baş edecek bütçe kaynakları üretmesini de zorlaştıracak. Ayrıca sosyal çalkantı, savaşlar ve iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği zorunlu göçlerin de ciddi bir problem haline gelmesi beklenebilir.
DB raporunun habis şokları da içeren karamsar projeksiyonu 10 yıl sürecek bir stagflasyon vadediyor. Bu senaryo insanlığı bekleyen karanlık 10 yıl için daha gerçekçi olabilir. İlkin, banka iflasları sonrasında ABD ve Euro-Bölgesi’nin bu sene resesyona girmesi çok olası. Ek olarak, Gelişmiş Ülkelerde değil ama, GOÜ’da uzun süren yüksek faiz ve düşük büyüme oranlarının borç krizlerine yol açabileceği kaygısı DB raporunda da yer alıyor. Son olarak, Ukrayna Savaşı’nın bu yıl bitmeyeceği kesin. Bu 3 unsur 2020-2030 döneminde global büyümeden yıllık 0.2-0.9 puan arası çalabilir ki kesinlikle stagflasyon anlamına gelir.
IMF de kayıp 5 yıl uyarısı yaptı
Uluslararası Para Fonu IMF, önümüzdeki beş yıldaki küresel ekonomik büyüme görünümünün otuz yıldan fazla bir sürenin en zayıfı olduğu konusunda uyardı ve devletleri jeopolitik gerilimin neden olduğu ekonomik parçalanmadan kaçınıp üretkenliği artıracak adımlar atmaya çağırdı.
Başkan Kristalina Georgieva Perşembe günü Washington’da yaptığı konuşmada, 1990’dan bu yana en düşük orta vadeli büyüme tahminini yaptı, yılda %3. Son yirmi yılın ortalaması ise %3,8 oldu.
Georgieva, 2023 için küresel gayri safi yurtiçi hasılanın muhtemelen %3’ten daha az artacağını söyledi. IMF, gelişmiş ekonomilerin yaklaşık %90’ında, sıkı para politikasının talep üzerinde baskı oluşturması nedeniyle bu yıl büyümenin yavaşlayacağını söyledi.
Georgieva, Bloomberg Televisiyonu’nda Tom Keene ile yaptığı bir röportajda, “Bir bütün olarak dünya ekonomisi artık en zayıf üyelerini daha az destekleyebiliyor” dedi. “Neden? Barış temettüsü Büyük Güçler Rekabetine kurban edildi”.
GOÜ, özellikle Asya hala gücünü korurken, küresel genişlemenin yarısını Hindistan ve Çin’in oluşturması bekleniyor. Ancak düşük gelirli ülkelerin büyüme hızı gelişmekte olan ekonomilerin gerisinde kalırken, ihracatlarına olan talebin zayıflaması kalkınmayı engelliyor. Koronavirüs pandemisi sürecinde artan yoksulluk ve açlık yeniden tırmanışa geçebilir.
Enflasyonla mücadeleden taviz verilemez
Georgieva, kasvetli büyüme görünümüne rağmen, yüksek enflasyonun, finansal istikrar baskıları sınırlı kaldığı sürece merkez bankalarının faiz oranlarını artırmaya devam etmesi gerektiği anlamına geldiğini söyledi.
Georgieva, bankacılık sistemi istikrarsız hale gelirse, politika yapıcıların enflasyon ile finansal sistemi koruma arasında daha karmaşık dengelerle karşı karşıya kalacaklarını da sözlerine ekledi.
Georgieva konuşmasında, “Yükselen jeopolitik gerilimler ve enflasyonun hâlâ yüksek seyretmesiyle, güçlü bir toparlanma zor”. dedi. “Bu, özellikle en fakir toplumlar ve en savunmasız ülkelerin geleceğine zarar veriyor.”
Georgieva’nın karamsar mesajı, IMF’nin ABD ile Çin arasındaki gerilimlerin yol açtığı jeopolitik parçalanmanın küresel ekonomiye zarar verme riski taşıdığı, doğrudan yabancı yatırım ve finansal sermayenin artık en kartlılara dğeil, müttefik ülke bloklarına yönlendirildiği konusunda uyarmasından bir gün sonra geldi.
IMF, göç, sermaye akışı ve uluslararası işbirliği üzerindeki kısıtlamalar da dahil olmak üzere küreselleşmeden bloklaşmaya geçişin küresel gayri safi yurtiçi hasılayı %7’ye kadar azaltabileceğine dair Ocak ayındaki uyarısını tekrarladı. Georgieva, teknoloji ticaretindeki kısntıların bazı ülkelerde GSYİH’nın %12’sine varan kayıplara yol açabileceğini söyledi.
Ukrayna Savaşı, ABD-Çin çekişmesi çok ağır bedel ödetecek
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, birçok ülkede zaten güçlü olan enflasyonun on yılların en yüksek seviyesine çıkmasına yol açtı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in geçen ay Moskova’ya yaptığı yüksek profilli gezide Putin’e verdiği destek, Biden yönetiminden eleştiri aldı ve ABD ile Çin arasındaki ilişkiyi kötüleştirdi.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ilişkiler son yıllarda kötüleşti. Yüz milyarlarca dolarlık kısasa kısasa tarifelerle sonuçlanan bir ticaret savaşını başlatan eski Başkan Donald Trump’tan sonra Joe Biden’ın yönetimi, ekonomik ve ulusal güvenlik kaygılarına odaklanan katı bir çizgiyi sürdürdü.
Washington geçen yıl Çin’e yarı iletken teknolojileri üzerinde katı ihracat kontrolleri getirdi. Çin hükümetinin idaresinde olduğunu iddia ettiği telekomünikasyon altyapısı lideri Huawei Technologies Co’yu adeta iflasa zorladı.
Geçen hafta Pekin, Amerika’nın en büyük bellek yongası üreticisi Micron Technology Inc.’den yapılan ithalata siber güvenlik incelemesi başlatarak çip savaşında yeni bir cephe açtı.
IMF ekonomistleri, paranın artık “jeopolitik olarak yakın ülkeler” olarak kabul edilen ülkelere aktığını söyledi. Örgüt, “arkadaş tedariği”nin (friend shoring) yükselişinin en çok az gelişmiş pazarlara zarar verebileceğini söyledi.
IMF ekonomistleri raporda, “Gelişmekte olan piyasalar ve GOÜ, modern teknoloji ve bilgi birikiminin transferinden kaynaklanan sermaye oluşumu ve üretkenlik kazançlarını yitirecek” dedi.